Erişkin nüfusta en mühim sakatlık sebebinin akut inme olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, hanım ya da adam fark etmeksizin yaşla beraber akut inmenin görülme riskinin arttığını söylemiş oldu. Öteki risk faktörleriyle ilgili şu detayları verdi:
“Beslenmesi bozuk olan mesela doymuş yağdan varlıklı beslenenler, fizyolojik olarak etken olmayanlar, tertipli uyku uyumayan kişiler, sigara içenler, aşırı kiloluluk hastaları, kontrolsüz diyabeti ve yüksek tansiyonu olan hastalar, atrial fibrilasyon benzer biçimde kabinde ritm bozukluğu olan hastalar, kolesterol değerleri yüksek olan ateroskleroz yada damar sertliği hastaları risk altındadır.”
Akut inme tedavisinde en mühim unsur vakit. Zira, erken müdahale hem yaşam kurtarıyor hem de sakatlıkların önüne geçiyor. “Akut inmeye ne kadar erken müdahale edilirse tedavi neticeleri da o denli yüz güldürücü olur” diyen Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, bundan dolayı kişinin kendisi yada yakınlarının akut inme geçirdiğini düşündüğü yada anladığı anda inme tedavisi yapabilecek kapasitedeki bir hastaneye hızlıca erişmesi icap ettiğini söylemiş oldu.
Akut inmenin işaretleri yüzde tek taraflı kayma, gelip geçici görme bozuklukları, tek taraflı ani görememe, kol ve bacaklarda ani kuvvetsizlik, güçsüzlük ve hareketsizlik, ani gelişen konuşamama, konuşma bozukluğu yada dilde peltekleşme akut inme emareleri olarak sıralanıyor. Bu belirtilerin beyin kan akımındaki azalma yada kesilme ile paralel olarak ansızın ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, şu detayları verdi:
“Fark edilmesini kolaylaştırmak için eğer yüzde kayma bulunduğunu düşünüyorsanız kişiye gülümsemesini açıklayın, kollarda kuvvetsizlik bulunduğunu düşünüyorsanız her iki kolunu havaya kaldırmasını açıklayın ve konuşmasının bozulduğunu düşünüyorsanız söylediğiniz bir cümleyi yine ettirin.”
Literatüre nazaran, inme emareleri ortaya çıktıktan 6-24 saate kadar geçen sürelerde bile pıhtının mekanik olarak dışarı çıkarılmasıyla hastanın bağımsız yada daha azca bağımlı olarak yaşamını sürdürebiliyor. Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, akut inme tedavisinde uzun süreden beri uygulanan girişimsel radyolojik yöntemlerle erken zamanda akut inme tedavisi yapılırsa hastaların herhangi bir sakatlık yada bağımlılıkları olmadan yaşamlarını sürdürebildiğini söylemiş oldu. Girişimsel radyolojinin uygulanma şekliyle ilgili şunları söyledi:
“İnme emareleri başlayalı 6 saatten uzun bir süre geçmemiş ise ve meydana getirilen tetkiklerde beyindeki ana atardamarlardan bir tanesinde tıkanıklık tespit edilmişse bu aşamada girişimsel radyoloji devreye girer. Anjiyografi ünitesinde kasıktan yada el bileğinden girilerek beyindeki tıkalı atar damarın içindeki pıhtıya minik borular (kateterler) doldurularak pıhtı mekanik olarak dışarıya çıkartılır ve tıkalı atar damardaki kan akımının yine normale dönmesi sağlanır.”
Erken zamanda akut inme tedavisi yapılırsa hastaların herhangi bir sakatlık yada bağımlılıkları olmadan yaşamlarını sürdürebildiklerini söyleyen Doç. Dr. Melih Topcuoğlu, hastalarla yaşadıkları deneyimleri şu şekilde söyledi:
“Bazı ani nüzul ve konuşma bozukluğu ile gelen hastalarımız daha anjiyo masasındayken pıhtının çıkarılmasını takiben kollarını ve bacaklarını oynatmaya adım atar ve konuşmaları düzelip bizlere sorular sorar, bizim sorularımızı cevaplar ve birkaç gün içinde de işlerine geri dönerler. Tedavide karşılaştığımız bu durumlar ve anlamış olur hakkaten oldukca sevindirici oluyor.”
İnmeye yol açan risk faktörlerinin denetim altına alınmaması durumunda hastanın tedavi edilmesine karşın akut inmenin tekrarlayabileceğine işaret eden Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, “Eğer başlangıçta belirttiğimiz inme risk faktörleri denetim altına alınamazsa ve bu riskli durumlarda düzelme sağlanmazsa maalesef akut inme yine edebilir. Bu şekilde bir durum ile karşılaştığımızda doğrusu yine eden bir akut inme hastasında girişimsel radyoloji ile pıhtı çıkarılması yine uygulanabilir” dedi.