Küresel ve ulusal düzeyde yaşlı nüfusun sağlığını korumaya yönelik muhteşem tedbirler alındığını ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Toplumsal Hizmet Kısmı Öğretim Görevlisi Mehmet Başcıllar, güncel verilere gore 1,3 milyon yaşlı ferdin evde tek başına yaşadığını belirtti. Ortalama bir aydır evden dışarı çıkamamanın ve yalnız yaşamı sürdürmenin yaşlı bireyler üstündeki psikososyal tesirleri son aşama ağır bulunduğunu söyleyen Başcıllar, “Çin’de koronovirüs tanısı almış 44 bin kişiyle meydana getirilen araştırmaya gore virüs sebebiyle yaşamını kaybedenlerin yüzde 88’ini 60 yaş ve üstü bireyler oluşturuyor. Bu ürkütücü oran, alınan tedbirlerin önemini daha iyi açıklıyor” dedi.

Türkiye’deki yaşlı nüfusun ortalama bir aydır evde olduğu hatırlatan Mehmet Başcıllar, “Asla şüphesiz bu düzenleme yaşlıların sağlığını korumayı amaçlıyor. Sadece mevcut durumun bedensel tesirleri kadar ruhsal ve toplumsal etkilerinin de dikkatle incelenmesi gerekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun raporuna gore Türkiye’de 65 yaş ve üstü ortalama 7,5 milyon kişi bulunuyor. Bu sayı, Türkiye nüfusunun yüzde 9,1’ini oluşturuyor. Bakanlığın güncel raporuna gore 1,3 milyon yaşlı kişi evde tek başına yaşıyor. Genç nüfusun virüsün taşıyıcısı olabileceği gerçeği ve yalıtım tedbirleri uzun süredir aile üyelerinin sevdiklerini ziyaret edememelerine yol açıyor” diye konuştu.

“PSİKOSOSYAL HİZMETLERİNİN ÖNEMİNİ UNUTMAYIN”

İzolasyona bağlı uzun soluklu yalnızlığın, kalp krizi, nüzul ve demans riskini artırdığını ve yaşam süresini azalttığına vurgu icra eden Başcıllar, şunları söylemiş oldu:

“Finlandiya’da 480 bin katılımcıyla meydana getirilen araştırmada kendini yalnız ve izole edilmiş hisseden bireylerde kalp krizine bağlı ölüm riskinin yüzde 25 arttığı bulunmuş oldu. ABD’da meydana getirilen bir araştırmada kendini yalnız hissettiğini belirten iştirakçilerin yüzde 32’sinde Alzheimer hastalığı emarelerine rastlandı. Gene ABD’da meydana getirilen bir başka araştırmaya gore uzun soluklu yalıtım ve yalnızlık günde 15 tane sigara içmek kadar tehlikeli. Türkiye’de evde tek başına yaşayan yaşlı bireylerin ortalama bir ay benzer biçimde uzun bir süredir evden dışarı çıkamadığı, tek başlarına yaşadıkları ve aile üyeleriyle fiziken bir araya gelemedikleri düşünüldüğünde sunulacak psikososyal hizmetlerin önemi oldukca daha iyi anlaşılıyor.”

YAŞLILAR İÇİN GELİŞTİRİLECEK POLİTİKALAR NELER OLMALI?

Alınan tedbirlerin yaşlı bireyler üstündeki ruhsal ve toplumsal boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Başcıllar, “Her ne kadar yaşlıların temel gereksinimleri polis ve jandarma çalışanı benzer biçimde kolluk görevlileri tarafınca karşılanıyor olsa da yaşlı bireylere sunulacak hizmetlerden esas görevli yapı Aile, Emek harcama ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığıdır. Bu sıkıntılı dönemde toplumsal hizmet uzmanlarının istihdam edilmesine ve yaşlı bireylere sunulacak psikososyal hizmetler için görevlendirilmelerine gereksinim var. Bu sıkıntılı dönemde, evde tek başına kalan yaşlıların sevdikleriyle sık sık görüntülü olarak görüşmesi gerekiyor. Ek olarak psikososyal alanda sunulan hizmetlerin çevrimiçi olarak gerçekleştirilmesini sağlayacak alt yapının kurulması, kamu kurumları ile gönüllü kuruluşlar arasındaki koordinasyonunun sağlanması gerekiyor. Cemiyet Bilimleri Kurulu’nda toplumsal hizmet uzmanlarının yer alması, salgın döneminde yaşlı bireylere yönelik geliştirilecek etkili toplumsal politikalar için son aşama kıymetli” ifadelerini kullandı.